bugün

entry'ler (318)

saçlarını kısacık kestiren kadın

Belli bir yaşın üstündeyse* rahatı için yapmış olan kadın (bkz: menopoz).

en çok yalnış okunan sayı

Eğer Samsun'da büyüdüysen 50 ile 60 arasındaki bütün sayılar.

lazerle göz ameliyatı

Bundan 12 yıl önce, Ankara Kudret Göz hastanesinde tam da bu #35641398 deneyimi bire bir yaşadım. Demek ki bunca sene teknolojisinde pek bir şey değişmemiş bir tür göz tedavisi. 20 yıldan fazla -5 derece miyop hayatı yaşamış biri olarak benim için en önemli tıbbi buluş diyebilirim (Allah başkasına muhtaç etmesin). Tek başına gittiğim hastaneden, bir taksiye binerek tek başına evime dönmüş, bir gece süren gözünüzü açtığınızdaki batma hissi dışında hiç bir ağrı sızı hissetmemiş ve ertesi sabah tamamen iyileşmiş olarak hayata devam etmiştim.

Benim gibi 16-17 yaşından sonra ilerlemesi tamamen durmuş birisi için bile ölene kadar çare değilmiş. Sorunsuz geçen 11 yılın sonunda geçen yıl yine ufak bir görme kaybı yaşadığım için gittiğim doktor yaşlılıktan* olduğunu söyledi ve şimdi arabanın torpido gözünde duran ve hiç kullanmadığım -0.50 gözlüklerim var. Keşke çok daha genç yaşta yaptırsaydım dediğim ve tavsiyemle bir kaç kişiyi daha gözlükten kurtardığım bir operasyon. Gözünüzün ilerlemesi durmuşsa ve göz yapınız elverişliyse bir dakika beklemeyin.

zyban

Kullandığından bu yana tam 6 yıl geçirmiş biri olarak, 25 yıl aşk ile içmiş olduğum sigarayı tamamen bırakmamı sağlamış ilaç. 6 senedir tek bir fırt bile içmediğim gibi neredeyse hiç aramadım da. (bkz: #16446840)'de de okuyacağınız gibi bende en ufak bir yan etkisi olmadı. Benden sonra tavsiyemle deneyen 3 kişiden 2'si de aynı benim gibi bıraktı ancak 1 kişide tam tersi körük gibi içme hissi uyandırdı. Hayatımı değiştiren bir kaç şeyden biri. Diğeri için (bkz: lazerle göz ameliyatı)

işler güçler

gelmiş geçmiş tüm türk komedi dizileri düşünüldüğünde, biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu denilebilecek bir bölüm* çıkaran muazzam dizi. tebessüm ettirmek ayrı şey, kahkahalarla güldürmek ayrı şey. eğer bu dizinin senaristindekine de beyin deniyorsa bizimkine artık başka bir şey denilmeli arkadaş.

zyban

dört gün önce kullanmaya başladığım zımbırtıdır.

muadilinin* methini duyup, fiyatı yüksek olduğundan, belki devlet beleşe veriyordur diye hastanenin sigara bırakma polikliniğine gittim. kaç yıldır içicisiniz?* günde kaç tane içiyorsunuz?* geberiyo olsanız yine de içermisiniz?* kahvaltıdan önce içermisiniz?* herhangi bir rahatsızlığınız var mı? gibi sorulardan oluşan bir teste göre 10 üzerinden 4 lük bir tiryaki olduğumdan, muadili* yerine bu hapla başlamam gerektiğini söyleyen doktor, devletin geçen sene her iki hapı da dağıttığını ama bu sene kendi paramla almam gerektiğini söyleyince ilk anda sigarayı bırakma fikrinden soğudum.

doktorun söyledikleri şu şekilde sıralanabilir:
ilk 3 gün sadece sabah kahvaltılarından sonra bol su ile 1 adet, 4. günden itibaren sabah akşam tok karnına bol su ile* 1 er adet.

alkol alınacaksa o akşam ilaç alınmayacak
hafif baş dönmesi ve mide bulantısı yapabilir.
10 gün sigara içebilirsin ama 10. günün sonunda bırakman lazım
10. günden sonra, sıkışırsan destek için nikotinell denen pastilden atabilirsin.
tam 1 ay sonra kontrole gel. bu işe yaramazsa bir de muadilini deneriz.

gelelim ilk 4 gün olanlara. bu arada sigara içmeyi seven biri olarak bırakma fikrine, aslında bırakamayacağımı düşünerek, bu güne kadar hep karşı çıktım. her ne kadar bırakmayı istesem de daha önceki denemelerimde aklım fikrim hep sigarada kaldığından ve bu durum bir süre sonra işkenceye dönüştüğünden, sigarayı seviyorum diyerek kendimi kandırıyordum. neyse, bu güne dönecek olursak,

kullanan kişiler hep hafta sonu sıkıntı çektiklerini söyledikleri için ben de başlangıçı o döneme gelsin diye hapa cuma sabahı başladım. ilk gün hapı aldıktan kısa bir süre sonra hafif bir baş dönmesi dışında hiç bir etkisini görmedim. normal sayıda sigara içip günü geçirdim.

ikinci gün haptan sonraki baş dönmesi olmadı. cumartesi olduğundan bütün günü evde geçirdim ve ilginç bir şekilde içtiğim sigara sayısı yarı yarıya düştü. bu kadar çabuk etki beklemiyordum. belki de bu psikolojikti. gece içtiğim çay ve kahvenin de etkisi ile 3 de yattım ama sabah aynı saatte uyandım. her iki gecede de ve gündüz yaptığım hafif şekerleme de de çok acaip rüyalar gördüğümü söylemeliyim.

üçüncü gün, sigara içme isteğimin azalmış olması dışında herşey normal geçti. gerçi sporun ve gündüz uykusununda etkisi var ama yatana kadar sadece 3 tane sigara içtim. günün büyük bir kısmında sigara içme isteğim olmadı ama ara sıra aklıma düştüğünde kendimi de tuttum. yine de daha önceki denemeler gibi sıkıntı verici olmadığını söylemeliyim. tadına gelince, bu sabaha kadar sigaranın tadında pek bir değişiklik yoktu. belki bugün günde 2 hap sürecinde bana da acı gelmeye başlayacaktır ama ilk 3 gün ağzımda gayet şahane bir tad vardı.

bugün 4. gün sabah normal hapı aldım, ve şimdilik bir tane de sigara içtim ama iş yerinde durum daha vahim galiba ki burada canım istiyor. umarım işte bu noktada sigaranın tadının kötü gelmesi meselesi devreye girer.

Edit 1- 10. gün. planlandığı gibi bugün sigarayı bıraktım ama bakalım bu noktaya nasıl geldik ve şu an ne hissediyorum. öncelikle hafta sonları çok rahat geçti. ilacı kullanmaya başladıktan sonraki bir pazar ve bir de cumartesi-pazar kombinesinde neredeyse hiç sigara içme isteği duymadım.hatta dün sadece, sırf o da bugün bırakacağım ve dün de içileybıl gün olduğu için gecenin bir vakti sadece bir tane içip yattım. ama hafta içi, bürodayken hakikaten zorladı. ha keza bugün de hafta başı ve iş günü olması sebebiyle zorlanmıyor değilim.

geçen hafta iş yerindeyken sigarayı normal içtim ama bir bok tad almadım. hatta "ulan şimdi tadı da bok gibi gelecek" diyerek sigara öğünü atladığım oldu. akşamları ise evde sadece bir tane içtim. benim için en büyük test bugünden itibaren iş yerinde ne olacağı. sabah hapımı yuttuktan sonra, hakikaten nikotin krizine girdim gibi. o anda da imdada doktorun verdiği nikotin pastili yetişti. pastili yalayıp yuttuktan sonra rahatladım. şu anki hissiyatım sadece "ulan bir eksiklik var ya dur bakalım" şeklinde. sevinç naraları içinde söylenilen o "lan sigara içmeyince nefesim açıldı heaa" duygusuna da hemen kapılıyor zaten insan. cumartesi pazar toplasan 3 tane sigara içmiş biri olarak hırlamadan derin nefes alabiliyorum. du bakalim sonra ne olacak.

Edit 2- (merak eden icin) 30. gün. tam üç haftadan beri sigara içmiyorum. hiç içmediğim gibi bir kaç özel durum hariç canım da istemedi. özel durumdan kastım, ilk içki masası mesela. ilk içki masasında sigarayı aradım, ama inat edip içmedim, 2. ve 3. seferlerde sanki sigara hayatımda hiç olmamış gibi rahattım. bir de iş yerinde çok zorlandım. ilk haftalarda sıkışınca niquitin marka nikotin pastili aldım, ama 2-3 gün sonra o da geçti gitti. en çok da diskoda sıkıntı çektim. üstelik daha da çok yeni.tam kendi kendime bu iş bitti derken geçen hafta sonu gittiğim diskoda, açık havada resmen "sigarasız eğlenilmiyomuş lan!" hissine kapıldım, hatta el tiryakiliğini tatmin için yakmadan bir sigara alıp içiyormuş gibi bile yaptım.

30 günlük genel değerlendirme: ilaç, en azından benim için, hiç bir yan etkisi olmadan son derece başarılı oldu demeliyim. tahmin ettiğimden çok ama çok daha kolay bir şekilde bıraktım sigarayı. 30 günde bıraktım diyebiliyorum zira hakikaten sigarayı aramıyorum, aklıma bile gelmiyor. tek tük geldiği zaman da bir tane bile yaksam ciğerlerimde yine o eski ıslık sesine yol açacağını düşünerek sallıyorum. ilacın birinci kutusu bitti sayılır. doktorun da dediği gibi devam edeceğim. ben başlarken burada yazılı olanlardan heveslenip, cesaretlenip başlamıştım, umarım bunları okuyanlardan biri de o gazla başlar ve başarılı olur.

tuncay şanlı

eurosportda ismi tunkay, tunsay, tunceay olarak soylendigi donemlerde, menecerinin gaziyla kral oldugu takimi* birakip ingiltere liginin en dandik kuluplerinden birine* giderek hayatininin hatasini yapmis, kaval kemigiyle asirtma gol atabilecek yetersizlikteki teknigini hirsiyla kapatan, erken yasta yitip gitmis futbolcu.

gelir de rakibe pres yaparsan, biz senin o mac eksiginden iyice tombalak olmus suratını yine severiz*.

24 haziran 2012 ingiltere italya maçı

italya'nın yıllarca italya'ya karşı oynamanın nasıl bir his olduğunu anladığı maç olmuştur*.

ludogorets razgrad

2 sezon önce üçüncü ligde olup her sezon bir küme yükselerek bu sezon Bulgaristan şampiyonluğunu kazanan futbol takımı. utanmadan federasyon kupasını da almışlar. football managerde sen yapsan hile derler*.

kenny dalglish

Liverpool istatistiği:
515 maç,
172 gol,
9 lig şampiyonluğu,
3 avrupa kupasi,
3 federasyon kupası,
5 süt kupası.
O'na bu yüzden kral diyorlar*.

düzenli bir seks hayatı olan kız

hala "kız" olduğuna göre, düzenli olarak mastürbasyon yapan kızdır.

ilk kez evleneceklere tavsiyeler

sen bekarken:

"oğlum böyle nereye kadar",
"yalnızlık sadece allah'a mahsustur",
"hayatına bir çeki düzen ver",
"şimdi şöyle bir eve gitsen, kapıda seni çoluk çocuğun karşılasa, oturup sıcak bir yemek yesen fena mı olur?",
"böyle bekar bekar hayatta ne amacın olabilir, parayı ne için, kimin için kazanabilirsin ki?"

diyen evli arkadaşların, sen evlenmeye karar verdikten sonra:
"iyi düşündün mü lan?",
"oğlum manyakmısın? mis gibi ne karışanın ne soranın var",
"yani illa karı dırdırı çekecem diyorsun?",
"dışarıda bunca öpülesi hatun varken manyakmısın oğlum?"
ve
"hay ben senin aklını skeyim!"

şekline dönüşen arkadaş tavsiyeleridir.

alex menkul kıymetler borsası

(bkz: bir alex değil)

süper ligin play off lu oynanması

sadece yayıncı kuruluş değil aynı zamanda maç yayını yapan birahane, restoran ve bilumum işletme sahipleri tarafından da coşkuyla karşılanan tff kararı.

son on yılki derby performanslarına bakıldığında fenerbahçe için bir avantaj varmış gibi görünse de, sezon içinde 17 takıma karşı mücadele ettiğini düşünen fenerbahçeliler için playofflarda da 3 e karşı 1 kalma endişesi var*.

koca bir sezon boyunca varını yoğunu ortaya koyup normal sezonu birinci bitirmeyi başarmış bir takımın play off lar öncesi sakat, cezalı ve formsuz futbolcular yüzünden bir çuval incirinin berbat olma ihtimali de yok değil.

bir sezondan fazla uygulanabileceğini düşünmediğim komik tff kararıdır.

cadel evans

2011 fransa bisiklet turu* galibi avustralyalı yol bisikletcisi. dağ bisikletinden geçiş yapmış olmasının verdiği dayanıklılık avantajına rağmen yıllardır sikko takımlar ve domestik eksikliğinden dolayı büyük turlarda*** hep podyumdaki kaybeden oldu.

atak yapmaktan ziyade bekleyen ve takip eden sürüş tarzıyla sıkıcıdır. alberto contadorun italya turundan yorgun dönmesi ve kalanların da tam dişine göre olmasını fırsat bilip nihayet 2011 fransa bisiklet turunda şeytanın bacağını kırmış ve zafere ulaşmıştır. turu kazandığı gün avustralya hükümeti tarafından milli bayram ilan edilmiştir.

domestik

bisiklet sporunun, zorlu dağ etaplarında takım liderinin önünde, dayanabildiği kadar pedal basarak hem lideri rüzgardan koruyan hem de taktik ve manevi destek olan sporcuya verilen ad. bütün büyük şampiyonların dağlarda yükünü çeken bir domestiki muhakkak vardır***.cadel evans gibi kendi domestikliğini kendi yapan istisnalar da yok değil.

radyodan çalan şarkıyı kasete kaydetmek

kayıt sırasında dış ortam sesini almadığını öğrenene kadar çıt çıkarmadan yapılan işlemdir.

mehmet baransu

ekürisi rok*la birlikte hiç susmayacakmış gibi bağıra bağıra konuşarak tartışmada üste çıktığını zanneden taraflı gazeteci. bu tarzıyla sadece karşısındakileri değil ekran başındakileri de çileden çıkarmayı başarıyor.

vay arkadaş

sanki hikaye ve karakterler belalı bir çevrede yaşamıyormuş gibi her zamanki "çok küfürlüydü" yaftasını yemiş, gayet eğlendirici ve sıkmayan bir film. akış şekli ve konusunda hafiften bir snatch tadı var. mümkünse sansürlenmemiş versiyonu izlenmeli.

--spoiler--
-Doktor ne dedi öksürüğüne?

-Başını çevir öbür tarafa öksür, suratıma geliyor dedi!
--spoiler--

01 güneyliler

oturup sipariş verilirken dikkat edilmesi gereken kebapçı. önden ikram edilen aparatifler ile zaten neredeyse doyma noktasına geliniyor. ha bir de yemekler çok çabuk servis ediliyor.*